Lagim olayini bende duydum, zaten ilk benzinlik Toprakcuma'da acildiginda benzinligin pis sularini caya salmislardi, belliydi birgun boyle olacagi. Boyle olmasinin tek nedeni bence yine koylulerimizde, Toprakcuma'dan tut, Safranbolu'ya kadar caya hududu olan koylerde. Sayet Istanbul gocu olmasiydi koyluler devamli ekeceklerdi biceceklerdi, bostan edeceklerdi, su cok buyuk kaynakdir. Ben cok iyi hatirlarim, Akveren'le Davutobasi su yuzunden cok cekisirlerdi. Milletin cayda bostanlari vardi, su sirasi geldiginde caya bostan sulamaya giderlerdi. "Dogdobasi sulari kesiyor,catmadan su gelmiyor" diye hep sikayet gelirdi, bazanda "Dogdobasi'nin hayvanlari bostanlara giriyor" diye millet isyan ederdi. Yani demek istedigim millet bahcede calisiyor, suyun kiymetli oldugu zamanlarda....Eeee noldu sonralari, herkes birakti cayi degil cayi koy icindeki baglarda virane oldu. Ben sahsen Esecukuru'ndaki bagimiza bile giremedim, bukluk olmus, simdide orman idaresi almis buyrun. Cayda ise baktilar ne eken var ne bicen, kumcunun teki hemen konuyor o canim cay kiyisina. Ben 4-5 evvel cayda yikanirken birden bire cay murt gibi akmaya basladi, ne kadar kotu olay o sicakda serinlemek ve piknik icin geliyorsun, adamin umrundami dunya, giriyor kepceyle caya...sonra benzinciler, dedigin gibi mezbahane falan.
Yanliz Karasu benim duydugum kadariyla kirletilmedi, Yazkoy'deki askeriye Karasuyu almis diye duydum. Bir baltada askerden, tabi asker oldugu icin kimse sarlamadi korkudan, halbuki dusunseler Konari ve Kuzyakada bahcecilik cok iyidi bir zamanlar, hatta Kadibuku tarafinda bile seralar yapilmisti ve cok sevinmistim, insallah emekliligimizde bizde irseyler yapariz diye :) Zaten dikkat ettiyseniz cayin suyu Karasu'dan ciktigi yerden sonra cogalirdi, yani Toprakcuma ustlerinde falan cok az akardi. Simdi Karasu'da yok, mezbaha, benzinlikler falan, hele Cevrikkopru taraflarinda falan olan luks restaurantlar ve fabrikalar kesinlikle lagimlarini caya saliyorlardir. Saniyorum Karit koyundekiler kesin cay yerine lagim suyu goruyorlardir. Sanki koyu tadi kacti gibime geldi. 10 sene evvel gittigimdede Karabuk demir celigin kukurt kokularini hissetmistim, ve Degirmentasi'ndan dogru baktigindaki o civarin ustleri kipkirmizi dumanlarla kapliydi, saniyorum su an ful kapasite olarak calismiyor fabrika.
Sonraki seferinde geldigimde koyu gorunce cok sasrirdim, muthis bir modern tarzda yapilasma olmus, o kadar zaman top oynadigimiz arsanin ortasina ev dikilmis, heryer luks yeni binalarla dolmus, kimileri 3 katli falan yapmis, acaba dedim bu binanin asansoru de varmidir? Beni Orta Mahalle'de gorenler dikkat ettiyse bir kez gormustur, bir daha yukarilara gitmedim, cunku artik koy koylukten cikmis, modern bir tatil yeri olmus, Asaa Mahalle yukariya nazaran ayni geldi bana, yollarimiz yine tasdan, Allah razi olsun yeni yolu yaptirandan, bizim eski yoldan gelen giden olmayinca Ulu Dere'm copluk olmaktan kurtulmus.
Vallahi yukariya iki kez ciktim oda Karakavak-Akyol-Cullukavak tarafina arabayla gezmeye gittigimizde. Bana Dere Mahalle yetiyorda artiyor, her yonuyle eski koy hayatimi animsatiyor. Yukari koydekileri belki birgun cocuklarina bakin koyumuzun orjinali hali budur diye Dere Mahalleye gelirler :) Aman Huseyin abi sakin bizim mahallenin yolunu betonlatma lutfen!
Ben tas yollu, eve girdigimde hala dam kokan evleri ozluyorum