Çay'dan Köy'e dönerken, yokusun ilk durağı. Ardında, Deloğlan'ın, Ömer Çavuş'un bağı, Cindoruğuna yakın birkaç örümcek ağı....
Sana kişilik verdi bir çatal dal,Sakızlaa; O yıllardan bu yana, adın:(Çatalsakızlaa)
Karşı dağlarda Çerçen, ötede Kadıbükü, Özgür özgür seyrettin üstünde mâvi gökü.. Genellikle bu yolda merkepler çekti yükü;
Ayaklarında, şık şık ederdi nal, Sakızlaa... Artık,hatıraların kaldı Çatalsakızlaa.
Kadınlar, dönerlerdi Köye akşam yelinde. Üstte uzun bir entari ve de Belbağ belinde. Omuzda, kazma, kürek, bel vardı (Bağbelinde)...
Geçerlerse bir daha,gölgeler sal,Sakızlaa; Yalnızlığına üzülme, küsme Çatalsakızlaa.
Başta,Üskülük,yazma,ya da devrin Ak Poğ'u; Konuşulan şeylerin dedi-koduydu çoğu.. Böylece çıkılırdı dik (Abdulla Doruğu),
Dâmâd ve Gelinler de,örterdi (Şal) Sakızlaa.. Hâtıralarda kaldı her şey Çatalsakızlaa.
Erkeklerin başında,Kalpak,Fes,Şapka,Külah, Belde Tosya Kuşağı,Kama,Bıçak ve Silâh.... Çedik,Tahta Yemeni,Mes-Kundura...Fakat âh...
Kimi yoksuldu,kimi yığardı Hal, Sakızlaa: Sen hepsini saygıyla yâdet Çatalsakızlaa...
Atla geçen olurdu,merkeple,ya da yaya,
Kağnılar,tırmanırken seslenirdi doğaya.
Kaç yıl baktın, (Yayla) nın üstünden doğan Aya.
Bıkma bu güzellikten, ilhamlar al, Sakızlaa: Bulunur konuşturan seni, Çatalsakızlaa.
Pek çoğunun çok dardı evinin idaresi. Bir kısmının harplerde kayboldu Ciğer-Pâresi. Güneşte parladıkça (Davdoba) minaresi
Sen,düşünür kurardın nice hayâl,Sakızlaa... O zamanlar yeşildin,gürdün Çatalsakızlaa...
"Deh-dediler dürttüler koza yüklü eşeğe, Sığırların peşinde, çıkarlardı "Keşiğe".. Selâm yolladın eski dostun (Yarımeşe) ye.
Bu yokuşta kalmazken dizde mecal,Sakızlaa, Gölgende dinlendirdin halkı Çatalsakızlaa...
Gördün, Araç Çayında oğultulu taşkınlar, (Koççavuş) un bağında patlak veren baskınlar, Önünden geçti nice akıllılar, şaşkınlar...
Kimi acı söylerdi,kimi de bal,Sakızlaa,
Sen hiç ayrım yapmadın, sevdin Çatalsakızlaa.
Yağmur yağmaz aylarca,toprak çatlak ve katı. Bakarsın,bulutlanır,sonra açardı batı... Toprağı oynattıkça (Garbâ) nın (Koca At) ı:
Saygı olsun diyerek eğdin bir dal, Sakızlaa, Kurtla kuşla selâmlaş şimdi,Çatalsakızlaa...
Aşağlarda bir taşta,vardı sanki nal izi, (Düldül) ündür diyerek kandırırlardı bizi. Görmek için,bu yoldan sapardık dizi dizi..
Unutulsa da o taş,hâlâ kudsal,Sakızlaa:
Her akşam,bizden selâm söyle Çatalsakızlaa..
Bağlar yok, bülbül ötmez, kırda yok ibib-Guguk, Gümbürdemez davullar, geçmez artık "Okunuk".. Bir Kış günü rüzgârlar eserken boğuk boğuk:
Yapraksız dallarınla ıslıklar çal,Sakızlaa, Hep eski hâlinle kal,n'olur Çatalsakızlaa...
Geçitresmi yaptılar nice eski kuşaklar. Büyüdü çocuklar ve başta çoğaldı aklar.. Senin gür dalların da bir gün kuruyacaklar:
Buna yürek burkulur,fakat doğal, Sakızlaa; Yeniden sök o zaman,fışkır çatalsakızlaa...
Kaynak : Gemişten Bugüne "AKVEREN" Köyü
Nail Memik İhsaniye - Üsküdar Aralık / 1977