Akören Köyü

Safranbolu Akören Köyü Web Sitesi
Akören Köyü’a hoş geldiniz. Oturum Aç | Üye Ol | Yardım
in ARA

Eskiden köye gidiş

Son Mesajınız 10-28-2007, 1:08 Sesim tarafından gönderildi. 8 yanıt.
Mesajları Sırala: Önceki Sonraki
  •  10-09-2007, 1:40 694

    Eskiden köye gidiş

    İstanbul Ünv. ile Beyazıt kapalıçarşı arasında kalan Bakırcılar semti.1958.59 lu yıllar.Anne tarafından 90-95 yıllık İstanbul'luyuz.Köye Safranbolu' ya giden otobüsler bu semtten hareket ederdi.O dönemlerde aileler kalabalıktı.annne,baba,gelinler kardeşler birarada yaşardı.çocuklar evlendiğinde ayrı ev açamazdı,çünkü saygısızlıktı,ayıptı..Dolayısıyla doğan çocuklarını büyüklerin yanında sevmekte ayıptı,Ve çocuklar anneanne,babaanne,dedeye daha yakın olurlardı.Okula başlama yaşıda 7 idi,Biz o dönemin çocukları Mayıs ayında büyüklerimizle köye gider Kasım ayının onbeşine kadar kalırdık.Anne ve baba çocuğumu özlerim göndermem deme lüksü yoktu.kolaymı kayınvalideye karşıgelmek.

         Bakırcılar semtinden yolculuk başlardı.Odönem otobüslerin bagajları üstteydi.Sanırım  hidayet ve güven otobüsü vardı.Bütün Safranbolu'lular bu otobüslerle giderdi.Yolcular gelir yükler otobüse konacak,yükler modern valizler değil tabikii çuvallar.peynir, yağ ,zeytin.hediyelik kumaşlar yani yerlimalı basma ve pazen en sağlıklı kumaşlar,(onların yerini sonraları amerikan naylon kumaşları aldı) Odönemlerde İstanbul'da yaşayan aileler sayılı.Bu hediyelik kumaşların üzerine falancanın Ayşe'ye,filancanın Fatma'ya diye yazılan kağıtlar iğnelenir.Bakırcılarda bir kargaşa uzun zamandır görüşmeyenler kucaklaşır,bir yandan muavin çok eşya var araba ağır olur diye söylenir,kimisi teneke devrilmesin yağ var içinde der,diğeri oda benim çuvalım ötekinin yanına koy der vesaire vesaire,Derken yolculuk saati gelir uzun bir yolculuktur,kaç saate varılacak belli değil yolda olacak bir olumsuzlukta haberleşme imkansız .Varınca mektup yazın, gelenden mektup gönderin...başka türlü mektup ulaştırmanız mümkün değil ya toprakcuma'ya giden birisine mektubu vereceksiniz o otobüs şöförüne verecek falanca kişinin eliyle falancaya verilecek diye.Neyse artık otobüsün hareket saati gelmiştir vedalaşılır  Yolculuk kimbilir kaç saat sürecek,12saat-15saat Allahbilir.. Yani bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete hesabı.....

  •  10-09-2007, 3:02 695 Cevap 694

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Biz çocuklar heyecanlıyız değişik bir yere gidiyoruz.Bir hayli yol alınmıştır.Artık karnımızda acıkmıştır yiyecekler çıkarılmıştır bir anda otobüsün içini yumurta,kaygana köfte kokuları sarmıştır.Kimisini araba tutmuştur aksırır, öksürür.otobüs havasız.Daha zaman geçmiştir Bolu dağını tırmanmak öyle zorduki ve uzun bir yoldu.Git git bitmiyor sıkılmaya başlardık ()anneanne ne kadar kaldı az kaldıyavrum sen uyu biraz ) uyu uyan yol bitmiyor okumayıda bilmiyoumki kitap okuyayım. Artık Safranbolu'ya geldik otobüste bayanlarda bir hareket başlar o da eşarplar çıkarılır poğ örtülür.Çünkü eşarpla köye girmek ayıp...Otobüs Safranbolu'dan ayrılarak yoluna devam eder.Yolcuları köylerdeki yakınları karşılayacaktır çünki köylere araba çıkmıyor yol yok..Akveren yolcuları iner ilk durak,doldubası( davutobası),köprübaşı..Otobüsün geldiğini gören karşılayıcı akrabalar ağaçların altından binek hayvanlarıyla yola gelmeye başlarlar.Hasret giderilir ah gadem hoş geldin ,abim nediya (nasıl) ..eşyalar hayvanlara yüklenir biz çocuklar ortaya oturtuluruz köye yolculuk başlar.Sizi orada bütün köy halkı bekler İstanbul'dan geliyorsunuz büyük ayrıcalık..ve saygı herkes hoşgeldine gelir sütüyle.yumurtasıyla,yoğurduyla...köylerde o zamanlar çay şeker zeytin çok lükstü.hediye olarak İstanbul'dan genelde bunlar getirilirdi.İlk iş olarak kavurmalık inek alınır.Elektrik yok su kuyu ve çeşmeden getiriliyor.Misafirler gider yer yatağı yapılır yatarız.anneannem uyandırır vah yavrumu yemişler körolasıcalar uykulu gaz lambasının ışığında yatağa bir bakarsınız pire tahtakurusu cirit atıyor anneanne yakalar gazlambasının içine atar iğrenç bir yanık kan kokusu sarar etrafı.Tabii evlerin altı küçük ve büyük başhayvanların ,tavukların barındığı yerler bu böceklerin olması doğal.Sabah uyanırsınız hemen dışarı o bağ bu tarla koş dur ne trafik tehlikesi,ne tinerci ne sapık...herşey doğal özgürce dolaşırdık hindileri kızdırırdık *annen güzel sen çirkin kabaramazsın kel fatma*onlarda anlar gibi tüylerini kabartır gluglu diye kovalarlar, onlardan kaçarken bir bakmışınız tısss diye n bir kaz sürüsüne yakalanmışınız..Okula gitmediğimiz yıllarda kasıma kadar kalırdık Kavurmalar yapılır bağda üzümler salkım salkım ,meyveler ağaçların dallarını kıracak kadar çok olurdu.pekmez, tarhana,bulgur.ellerimizde çakı o ceviz senin bu ceviz benim koşardık birde kına kayaları olurdu elimizde küçük taş kına taşına tükürür karıştırır elimize desen yapardık sanırım gerçek köy yaşamını bizim kuşak yaşadı diye düşünüyorum..artık dönüş zamanı gelmiştir.yine eşyalar çuvallara konur ,köyde yaşayanlar aynen karşıladıkları gibi uğurlamaya gelirler sabahın ayazında aynı şekilde atlarla ana yola inilir gözyaşlarıyla istanbula uğurlanılırdı.Artık seneye okul vardır....../
  •  10-09-2007, 4:15 696 Cevap 694

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Vallahi cok guzel anlatmissiniz, sagolun!  gozumun onunden sizinkine benzeyen goruntuler gecti, hos ben 68 leri hatirliyorum, elektrigin olmadigi gunleri, suluklari doldurmak icin pinara gittigimiz gunleri. Gece alti acik olan tuvalete idare ile giderken annemi tuvalet kapisinda bekletmemi :)
    Hele bazen geceleri Camionun'den icme suyu istendiginde mezerlikten gecmemek icin  Asaa  Cesmeden gugumleri doldurmayi. Ceviz osunce ellerimiz kinali gibi olurdu. Elektrik gelince sagolsun Haytagilin Mehmet abi bize su tesisati yapti, Istanbul'dan getirdigimiz dalgic motoru sayesinde bizi su tasimakdan kurtardi.
    Yazin koye o kadar gitmek isterdimki okul kapanir kapansin koye gitmek isterdim. 70 veya 72'lerde rahmetli babam beni Hacibabamin yanina gonderdi, amcam yani, amcam ile yengem o zamanlar 6-7- ay koyde kalirlardi, yolculuk Selamet Turizm ileydi:) ama ne selamet 10 saat kesin surmustu., nereden kalkmistik hatirlamiyorum ama Bakircilar'daki Akarsu Oteli aklimda kaldi.... tam hatirlamiyorum. Son durak Toprakcuma'ydi. Sogutlucesme'de yemek molasi verdi sofor. Otobus uzun burunluydu. Safranbolu'dan sonra yollar tozlu sose yoldu, toz duman icinde kalirdiniz, Sat Koyu'nun icinden gecerdi yol. Yollar o kadar kalabalik olmamasina  rahmen cok dardi. Safranbolu'da otobus bosalmisti, sadece Toprakcuma yolculari kalmisdi, beni Cay'da biraktilar. Duraga gelip soyle canta ve firindan verilmis ivir zivirlarla oturdum tasin ustune..derin bir nefes aldim, cit cikmiyor, araba yok, nasil cikicaz bu yolu?, hele biraz daha bekliyeyim belki bir araba falan gelir umidiyle beklemeye basladim, yarim saat gecti tik yok, aldim elime malzemeyi, evet evet dalgic motoruda elimde....musluga geldim, kana kana suyu ictim, arkadan bir araba sesi Allahim dedim kurtulduk..evet bir eski model Amerikan arabasi o zaman dolmus gibi calisirdi, durdu, icinde bizim muhtar Yusuf abi, nasil sevinmistim...

    Sesim, aramiza hos geldiniz! siz kimlerdensiniz? cok merak ettim. selamlar!

     

    Etiketi :
  •  10-09-2007, 13:29 703 Cevap 696

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Anılar gerçekten çok güzel. Mahmut Abinin de Sizinde ağzınızdan bal damlıyor. Anıları okuyunca 60 lar olsun 70 ler olsun hatta bneim dönemim 80 ler olsun yaşanılanların çok değişmediğini anlıyorum. Okulun bitişini sabırsızlıkla beklediği dedemle babanemle köye gidişimi, cevizden ellerimizin kararmasını, kille günlerce oynadığımızı vb düşününce çok değişiklik olmamış köyde.

    Evlerin altındaki damlar oda olmuştu ve soğuk gecelerde TRT izliyorduk ama yinede temelde yapılanlar aynıymış. Tekrar tüm yazanların ellerine sağlık.

  •  10-11-2007, 1:46 712 Cevap 694

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    1958-59 ders yılı ilkokula başlama heyecanı.Artık erken köye gidemiyoruz.Anneanneyi yolcu ediyoruz.Ve anneanne otoriter bir tavırla kızına gelinine *okullar kapanınca çocukları gelene katın gönderin*   (dünya tatlısı bir anneannem vardı nur içinde yatsın)Okullar kapanır alış veriş yapılır uzun pijama dikilir dağ bayır koşacağız ya dizlerimiz yara olmasın.Giden bir tanıdık mutlaka olurdu onlarla giderdik,O zamanlar İstanbul'un en eski ve modern semti Fatih'teyaşıyorduk dedemin fırını vardı çalışanlarda köyün insanlarıydı.aileleri daha göç etmemişler.Bizim  yerlerimizi yarıcıya verirlerdi. Artık okumayı öğrenmişiz mektubu olan beni yakalar mektup okutturur okurkende *hay maşşallah gızım ne gözel okuyya ağzın dert gormesin..*diye dua ederler.Köy yaşantısı aynen devam eder tahtakurusu, pire ,bol ilaç yapılır biriki gün rahat ederiz sonra yine.Pencereden baktığınızda ellerinde fenerler birileri birilerine gider,enteresan olan evlerin en dış kapılarının( bahçeye girilen) arkasına kalın kalaslar konurdu kimse girmesin diye duvardan zaten girmek isteyen girer( Nasreddin Hocanın mezarı hesabı).Köye gelmişiz anneanne mutlu .Gece elinizde gaz lambası abdestliğe (yöresel deyimiyle) gidiyorsunuz gece karşınıza evin halkından birisi çıkıyor onunda elinde gaz lambası veya idare karşınızdaki insanın yüzüne baktığınızda ürkmemek elde değil gecenin karanlığı ve ışık yansıması öyle korkunç bir ifade yansıtır ki...Gece gökyüzüne baktığımda ne çok yıldız olurdu,mehtabın güzelliği.Çok uzun yıllardır o yıldızları yakalayamadım..Birkaç yıl daha geçti sanırım 4. sınıftayım davutobasında bir akrabalardaydım misafir çaya indik sel olan seneydi bütün ekili olan herşeyi ağaçları sel almıştı ve biz çocuklar ağaçtan çamura atlıyorduk çayda akan çamurlu suya giriyorduk.misafirim diyede kızamıyorlardı çamurlu çamurlu köye çıkmıştık .Köyde harman bittikten sonra  herkes hayvanlarını dağa otlatmaya götürürdü,bende heves ediyorum ama bizim yok.ben de birgün akrabalarımızın hayvanlarını haberleri olmadan damdan çıkardım gidenlere katıldım.sanıyorum ki birkaç saat sonra döneceğiz meğer akşama kadar kalınıyormuş.Herkes yiyecek almış çokta acıkmıştım ,banada verdiler tabii aç kalmadım ama o zamana kadar domatesi ağzıma koymayan ben nasıl yedim domatesi hiç unutmam..akşam yaklaştı köye döndük akrabalar karainek nerde diye telaşlandılar nebileyim .. meğer herkes hayvanlarını takip edermiş ve ben o karaineği dağda bırakıp gelmişim..Bir telaş anneanem kızdı  birkaç kişi ata binip aramaya gittiler kurt yer diye korktular haklı olarak.otlatılan yerler belli olduğu için çabuk buldular ..Arkadaşlarla mantar toplamaya giderdik kolumda sepet meşelerin altında mantarı buluyorum arkadaşlarıma burada buldum acaba zehirlimidir değilmidir diyene kadar bir bakarım kendi sepetlerine koyarlar..tabii ben boş sepetle dönerim bu konudada başarısızdım..Yine zaman geçmiştir Akören'den babaannem almaya gelirdi.bir süre onunla ve dedemle kalırdım.zamanla arkadaşlarım oldu .Yine birkaçyıl daha geçti orta okul dönemi başladı her yıl mutlaka köye gidilirdi.Düğünler özellikle davullu düğünler çok güzel olurdu pazar gününden damat tarafında davul köçek gelir tepsilerle börekler tereyağlı yapılır çarşamba erkek tarafında güreş kız tarafında kına gecesi yapılır.perşembede gelin almaya gidilir ama nasıl gidilir annelerimiz dünürşü olurdu başlarına fes siyah uzun artık nediyeyim poğ gibi örtü yüzleride siyah burka gibi örtü nasıl görürlerdi bilmem herhalde ince bir kumaştı.ve en büyük özellik mutlaka pardüse giyilirdi.ve dünürşüler gelinin köyüne yaklaşırken atları koşturular nekadar çok dünürşü olursa düğün havalı düğündür..Eğer gelin aynı köydense dünürşüler kendi köylerine başka köyden geliniyor havası vermek için köyün dışında at koşturup koşturup köye girerler ben böyle anımsıyorum.Annem kimin düğünüydü bilmiyorum küçüktüm dünürşü olmuştu aşağı köyün çeşmesinden at koşturacaklar Akörende ablam kendini yerden yere atıyor bende gidicem diye ben küçüğüm benim ağlamam gerekirken onu ikna etmeye çalışıyorum çocuklar gitmez bazen çocukluğumuzdan anlatırız niye öyle yaptım acaba der güleriz .Atların o taş yollarda çıkardığı ahenkli sesler halen kulaklarımdadır. O yollar beton olmamalıydı.. Eysenagilin Mustafa abi ve Hayamagilin Hüseyin abinin düğünleri o düğünlerde ben de vardım Lise öğrencisiydim..o yıllarda arkadaşlar akşamları evlerde toplanıp eğlenirdik kelime oyunları oynardık,bilmece  bulmaca güzel günlerdi ....Kepezden manzara harikaydı..Beni gördüğünde pencereden bahçeden neredeyse oradan seslenen köylüm hoşgeldin baban neyapıyor köye gelmiyomu diyen ölümünü duyduğumda üzüldüğüm insanlardan biri Saygıdeğer Selahattin Amca...Nur yüzünü unutamadığım elinde bastonuyla hatırladığım Ekmekçi Dede...Uzun boylu zayıf dik duruşuyla hatırladığım Aliye Teyze..Çeşmenin karşısında elinde sopasıla tombiş Saniye Anne..Kibarlığıla tam bir Osmanlı kadını Cemile Hala..Koyu renk bir takım elbiseyle hatırladığım Mahir Amca... köyün delisi Fayıka...hepsi nur içinde yatsın.. Bilin bakalım ben kimim..?

  •  10-12-2007, 4:46 717 Cevap 712

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Valla cok zor kim oldugunuzu bilmek. "hay maşşallah gızım ne gözel okuyya ağzın dert gormesin" cumlesinden bayan oldugunuz anlasiliyor, abla desem daha mantikli, zira benden 7 yas buyuksunuz. Anlattiginiz koylulerin hepsi Asaa Koylu olduguna gore sizde Asaa Koylusunuz :) Hatta babamida iyi taniyorsunuz.

    Devamli koyde yasayan bir anneanneniz var. Dedenizin Fatih’de bir firini var.

    Sonra Akören'den babaannem almaya gelirdi.bir süre onunla ve dedemle kalırdım.zamanla arkadaşlarım oldu” .diyorsunuz, kafam iyice karisti… anneanneniz Davutobasi’nda kaliyordu demek.

    Soyle aklimdan evleri tek tek taradim, benim zamanimda benden 10 yasindayken 15-16 yasinda Haytagilden Vildan ablayi ve Nurdan ablayi hatirliyorum, baska o yaslarda abla olarak kimse gelmiyor gozumun onune. Onlarinda babannesi vardi rahmetli Hatice Teyze anneanneleri rahmetli Sare gadeydi, yani Ekmekci Ali dayinin  hanimi onlarda Akverenli  ...yine olmadi. Hele Davutobasinda akrabasi olan kimseyi tanimam, sadece abimin tanidiklari vardir, hayatimda bir veya iki kez transit gecmisimdir ordan.  Findikgilin rahmetli Emine halayi dusunuyorum, onun epeyce torunu vardi ama hepsini tanimiyorum.

    Ben cikaramicam ama en birisinden yardim istiyorum, yani abimden bakalim ne diyecek? ayni yastasiniz belki o hatirlar..forumdakilere sorsak cevap veremicekler, cunku hepsi benden cok kucukler… bulmacayi kaybetmek istemiyorum, son sozumu daha soylemedim J yine olmazsa %50 sansimi kullanacagim.

    A) Atasagagil,  B) Findikgil,  C) Haytagil, D) Hicbiri 

     

    Ama tek bir sorum var:  beni taniyormusunuz?

    Selamlar!

    Etiketi :
  •  10-12-2007, 11:09 719 Cevap 695

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Evet Fındıkgilden Kemal FINDIK babam.Çok uzun yıllar oldu köyden çok uzak kaldım .Anıları anlatmaya devam edelim .Çocuklarımıza biraz eski köyü anlatalım.Ben çocuklarıma karşı hatalıyım onlarıda uzak tuttum.Melike Şengül' ün annesi Azime Necmiye Şengül

     

    Size ve ailenize iyi bayramlar diliyorum

  •  10-13-2007, 16:58 725 Cevap 719

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Abla ben seni hatirlayamadim kusura bakma, belkide cok kucuktum. Rahmetli Kemal amcanin adini cok duymustum ama onu koyde bir kez gordum, beyaz sacli zayif uzun boylu gibi aklimda kaldi. Saniyorum oda uzun seneler gelmemisti. Benim izine gittigim senelerde gormustum rahmetliyi. Abla, Findikgilin evine kmse gelmiyor galiba. Benim cocuklugum Aysel ablanin ogullari Mustafa ve Metin ile gecti , onlar Safranbolu'dan yazlari koye anneanneleri rahmetli Emine halaya gelirdi. Emin amca rahmetli olunca fazla gelmemeye basladilar, sonra Ankaraya yerlestiler.

     83'den sonra bende koptum koyden, bir ara 5 sene sonra gittim, sonra araklilida olsa birkac kez gitme firsatini buldum. Dort sene evel gittigimde benim en kucuk oglum cok sevmisti koyu, Istanbula donmek istememisti. Bu senede Istanbulda bir gun kalip hemen koye gectik 4 gun kalip geri gonduk zaten 10 gunlugune gitmistim. Oglum simdi seneye daha uzun kalalim koyde diyor, iste onlari alistirmaya calisiyorum.
    Sizinde bayraminizi candan kutluyoruz.

  •  10-28-2007, 1:08 784 Cevap 725

    Cevap : Eskiden köye gidiş

    Herkese merhaba:Tansiyon olunca 18/10 anılara ara verdim.Tansiyonun sebebine gelince  (ki tansiyon hastası değilim)  gazeteye bakıyorum tv izliyorum ... o onu vurmuş,baba cinnet geçirmiş ailesini katletmiş,hırsız girmiş ev sahibini vurmuş, terör yiğitlerimizi almış,liseli gençler kız arkadaşları yüzünden birbirini bıçaklamış,minübüsçüler bir yolcu için birbirlerini vurmuş,öğrenci ders çalışmamış zayıf not verdi diye saygıyı hak eden öğretmenine bıçak çekmiş,  trafik kurallarını hiçe sayıp kendi kurallarına göre araba kullananların sebep oldukları nice kaybolan canlar hele üstüne üstlük bayrağı alıp omzuna gidersen teröre lanet mitingine heyecandan olacağı budur.. neler oluyor bizlere hiç mutlu olaylar neden olmuyor.olmayacak mı?Hadi diyorum bizler neysede çocuklarımızı ,onların çocuklarını zor günler bekliyor.lise öğrencilerine bakıyorum formaları gayri ciddi bir şekilde giymişler kravat bir tarafta ,gömlek birtarafta,yakmış sigarayı argo sözler sigara paketi boşsa atıyor yere,gidiyorum yanına yavrum ciğerlerine yazık,sözler sana yakışmıyor.neden çöp kutusuna atmıyorsun .otobüse biniyorum hanım küçük çocuğunu oturtmuş ayakta yaşlı varmış veya hamile umurundamı kişilerde hakkını aramayı bilmiyor ki müdahale ediyorum bayan çocuğunuzu kucağınıza alırmısınız,,alır gibi yapıyor çocuk mızıklanıyor anne kalkmıyor diyor.siz çocuğa neden kalkması gerektiğini anlatmazsanız tabii ki ikna olmaz...diyorum.Ailem bir gün dayak yiyip eve geleceksin diyor valla sesimi duyurayımda ne olursa olsun diyorum.. vs..vs,,

    Mahmut Bey babam çok sık köye gitmezdi .Biraz anne ve babaylada pek anlaşamazdı çocukluğunda sevgi eksikliği diye düşünüyorum.Aslında çok akıllı biriydi.çok kitap okurdu özellikle tıbbi kitaplar.Bu genetik yapı herhalde bende tıbba meraklıyımdır.Edindiğim bilgilerle üç yıl önce kalp krizi geçiren eşim yaptığım suni tenefüsle hayata döndü ambulans geldiğinde ilk  müdahaleyi yapmanız  iyi olmuş kalp ve beyin az hasar görmüş dediler kriz hastaneye gidildiğinde bile devam ediyordu.Şimdi çok şükür iyi .Babam sağlığını birazda  alkole esir etti. Ben Mustafa ve Metin ile safranbolu ve köyde çok zaman geçirdim mutlaka onların yanında varmışsınızdır net hatırlayamıyorum.Vildan tek arkadaşımdı sık sık onlara giderdim onu son gördüğümde ya sözlenmişti yada nışanlıydı.972 den sonra köyden koptum.Emin enişte çok saygı duyduğum insanlardan biriydi Allah rahmet eylesin.Mustafa ve Metin başarılı bir işadamı oldular .Uzun yıllar sonra görüştük.2000 ve 2003 te Ankara'   da misafirleri oldum . Köydeki eve gelen giden varmı? ne durumda bilmiyorum.çocuklarım kızıyorlar bana.  Oğlum Şubat 79 doğumlu makina müh.kızım Aralık 85 doğumlu metalurji ve malzeme müh.fakülte birincisi olarak mezun oldu aynı zamanda makina müh son sınıftan dersleri var yüksek lisansla birlikte devam ediyor Aslında ünüversite erasmusla Amerika'ya gönderiyordu iki fakülteyi bitiremem diye gitmedi.Lisan için ilerde gitmeyi düşünüyor o zaman sizden yardım isteyebiliriz.      Selamlar..                                               

RSS haberlerini XML olarak görüntüle
Çalıştıran: Community Server (Personal Edition), Quickmax.net